ARDIÇ
Ardıç (Juniperus, Communis), çamgiller
familyasındandır. Juniperus cinsi, kışın yapraklarını dökmeyen 70 kadar ağaç ya
da çalı türünün ortak adı ardıçtır. Orta Avrupa'da Almanya, Macaristan ve
Fransa'da yurdumuzda ise Trakya, Ege ve Akdeniz bölgelerinde bol miktarda Ardıç
ağacı mevcuttur. Ardıçlar tüm Kuzey Yarıküreye yayılmış olup ülkemizde de bazı
türleri yetişmektedir.
Nisan-Mayıs aylarında çiçek açan, 1-9 m
yüksekliğinde, kışın yaprağını dökmeyen ve siyahımsı mor yuvarlak meyveleri
olan bir bitkidir.
Şubat-nisan ayları arasında açan
çiçekleri sarımsı yeşil renkli olup dikkati çekmezler. Ardıç iki evcikli bir
bitkidir. Yani, erkek ve dişi çiçekleri ayrı ağaçlarda yer alır. Dişi çiçekler
sonbaharda koyu mor renkli meyveleri olan kozalakçıkları verir. Ancak, bunlar
iyice olgunlaşınca açık kahverengileşir. Kozalakçıklarında 1-12 adet tohum
bulunur. Bitki, kozalakçıklarından döktüğü tohumlarıyla ya da toprağa değen
dallarının köklenmesiyle çoğalır. Ardıç güneşli yerleri sever ama toprak
seçmez. Kurak topraklarda derinlere kök salarak suyu bulur.
Ardıç kozalakçıkları uçucu yağ, doğal
şekerler, flavon glikozitleri, reçine, tanen ve organik asitleri içerir. Bu
kozalakçıklar ardıç yemişi adıyla birtakım yiyecek ve içeceklere tat ve koku,
yani çeşni katmakta kullanılır. Bazı ardıç türlerinin odun ve yaprakları
damıtılarak, parfümeri ve ilaç endüstrilerinde kullanılan ardıç esansı elde
edilir.
İçeriğinde organik asitler, acı madde, uçucu
yağ, glikoz , sakaroz, juniperin, yünen, borneol, terpineol, izoborneol,
kamforu, sidrol, dipenten, d-a pinen, a-felandren, reçinemsi madde, çeşitli
asitler vb. mevcuttur.
Ortaçağda her derde deva olarak bilinen
ardıç meyvası yendiğinde idrar menekşe kokusu aldığından eskiden Romalı
kadınlar tarafından çok kullanılırdı. Yine bu çağlarda cadılardan korunmak
maksadıyla yazlık evlerin önlerine dikilmiştir. Yine aynı inanışa göre cadı
ardıç yapraklarını saymayı başarırsa eve girebiliyordu. Bunu önlemek için elden
geldiğince çok ardıç ekilirdi.
ARDICIN KULLANIMI
Ardıç meyvaları sonbaharda siyahımsı mor
renklerini aldıkları zaman toplanır ve tel elekler üzerinde kurtulur. Bu
şekilde yenebileceği gibi, toz haline getirilip suyla karıştırılarak bir eriyik
halinde de içilebilir. Ardıçta uçucu yağ bulunduğundan asla suda
kaynatılmamalıdır. Ardıç katranı elde etmek için bitkinin yaşlı dalları gövdesi
ve kökleri kesilerek, yarı yarıya toprak içinde bir testi içinde yakılır. Elde
edilen sulu yağ dinlendirilerek katran dipten alınır.
Sonbaharda, kasım ve hatta aralık
aylarında ardıç kozalakçıklarından kendiliğinden kurumuş ve küçülmüş olanların
dışında, sağlıklı görünenleri toplanır. Gölge yerde ağır ağır kurutulur. İyice
kurumuş olanları hafifçe ezilir, parçalanır. Bunlardan l tatlı kaşığı alınıp 1
bardak kaynar suda 20 dakika demlendirilerek bir infüzyon hazırlanır. Bu
infüzyondan sabah ve akşamları olmak üzere günde iki kez birer bardak içilir.
Kronik romatizmalarda, gut hastalığında
çeşitli kas ağrılarında oldukça faydalıdır. Bunun için toz haline getirilmiş
kuru ardıç meyvelerinden 20 gram 1 lt suda eritilerek günde 3 bardak içilir.
Konsantre ardıç suyu soğuk algınlığı veya
anjine yakalanmış çocuklara destek tedavisi olarak günde 3 kez bir çay kaşığı
olarak verilir.
Kanı temizler bunun için ilk gün 4 tane
ardıç meyvesi yenilir. Sonra her gün bir tane artırılarak 12 gün devam edilir.
On ikinci günün sonunda birer adet azaltılarak 12 günde böyle yemeye devam
edilirse kanı temizler.
ARDICIN FAYDALARI
Ezilmiş meyvelerinden elde edilen su çay
olarak alındığında, mide ve bağırsakların güçlenmesini, vücut direncinin
artmasını, metabolizmanın takviye edilmesini, romatizma ve gut hastalığında
ürik asit ve tuzun vücuttan atılmasını, hidropizi (su inmesi), ödem, şişlik ve
zayıflama kürlerinde bol miktarda idrarın sökülmesini sağlar.
Sudofifik
/ terletici, antiseptik / mikrop öldürücü, balgam çıkartıcı tesire sahiptir.
Dallarından yapılan merhem deri üzerine
sürülerek ovulursa, cilt hastalıklarına iyi gelir. Ardıç katranı uyuz ve egzama
gibi bazı diğer deri hastalıklarında haricen tüketilir.
Ardıç terletici bir bitki olduğundan
romatizma ve soğuk algınlığına iyi gelir.
Kandaki şeker miktarını düşürür.
Aybaşı ağrılarını dindirir, kadınlarda
görülen beyaz akıntıyı keser.
Nefes kokularını giderir.
Kansızlığa iyi gelir.
Rendelenmiş meyveleri sirke içine konup
bekletildikten sonra bir bezle alın üzerine sarılırsa baş ağrılarını giderir.
Taze meyvelerin ezilmesiyle elde edilen
şurup öksürüğe çok iyi gelir. Solunum yollarını açar. Nefes alıp vermeyi kolaylaştırır.
Taze dallarının çayı zayıflamak için
kullanılır.
Kanı temizler.
Acı tadı nedeniyle iştahı açar. Mideyi
uyarır ve sindirimi kolaylaştırır. Mide ve bağırsaklardaki gazı söktürür.
Aromaterapistler selülitlerde ardıçtan
faydalanmaktadır.
Ardıç ayrıca romatizma, artrit, eklem ve
kas ağrılarına iyi gelir.
ARDICIN ZARARLARI
Ardıç meyvelerinin dahilen yüksek
miktarlarda uzun süre kullanımı böbrekleri tahriş eder ve idrarda kanamaya
sebep olur. Böbrek iltihabında ardıç meyvesi kürü yasaktır.
Ayrıca hamilelerde de düşüğe yol
açabileceği için uygun değildir. Çünkü rahim kaslarının kasılmasını uyarır.
YEMEK TARİFLERİ
ARDIÇ SOSLU DANA ANTRİKOT
Malzemeler
6-7 parça dana antrikot
2 su bardağı et suyu
1 tatlı kaşığı nişasta
4 tatlı kaşığı dövülmüş ardıç tohumu
3-4 yemek kaşığı sıvıyağ
Tuz
Yapılışı
Önceden hazırladığınız et suyuna 3 tatlı
kaşığı ardıç tohumunu ekleyip, azalana kadar kaynatın. Nişastayı ekleyerek koyu
bir sos haline getirin, ocaktan alın. Antrikotların üzerine kalan ardıç
tohumlarını ekleyip sıvıyağda yapışmaz tavada kızartın. Fırın kabına aldığınız
antrikotların üzerine hazırlanan sosu döküp fırında 10-15 dakika 170 derecede
pişirin. İsteğinize göre tuz ekleyin.
BAHARATLI TAVUK
Malzemeler
2 adet tavuk göğüsü
1 yemek kaşığı ardıç tohumu
2 çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı köri
1 çay kaşığı toz kırmızı biber
1 yemek kaşığı soya sosu
3 yemek kaşığı zeytinyağı
Arzuya göre tuz
Yapılışı
Tavuğu jülyen doğrayıp karıştırma kabına
alın. Dövülmüş ardıç tohumlarını , karabiberi,köriyi ve toz kırmızı biberi
ekleyip karıştırın. Yapışmaz tencere ya da tavaya zeytinyağını ekleyip
tavukları kısık ateşte karıştırarak pişirin. Kızarmaya başlayınca soya sosunu
da ekleyerek ocaktan alın. Soya sosunda tuz miktarı yüksek olduğundan tuzu
eklemeden mutlaka tadına bakın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder