16 Temmuz 2013 Salı

ARDIÇ

ARDIÇ
Ardıç (Juniperus, Communis), çamgiller familyasındandır. Juniperus cinsi, kışın yapraklarını dökmeyen 70 kadar ağaç ya da çalı türünün ortak adı ardıçtır. Orta Avrupa'da Almanya, Macaristan ve Fransa'da yurdumuzda ise Trakya, Ege ve Akdeniz bölgelerinde bol miktarda Ardıç ağacı mevcuttur. Ardıçlar tüm Kuzey Yarıküreye yayılmış olup ülkemizde de bazı türleri yetişmektedir.
Nisan-Mayıs aylarında çiçek açan, 1-9 m yüksekliğinde, kışın yaprağını dökmeyen ve siyahımsı mor yuvarlak meyveleri olan bir bitkidir.
Şubat-nisan ayları arasında açan çiçekleri sarımsı yeşil renkli olup dikkati çekmezler. Ardıç iki evcikli bir bitkidir. Yani, erkek ve dişi çiçekleri ayrı ağaçlarda yer alır. Dişi çiçekler sonbaharda koyu mor renkli meyveleri olan kozalakçıkları verir. Ancak, bunlar iyice olgunlaşınca açık kahverengileşir. Kozalakçıklarında 1-12 adet tohum bulunur. Bitki, kozalakçıklarından döktüğü tohumlarıyla ya da toprağa değen dallarının köklenmesiyle çoğalır. Ardıç güneşli yerleri sever ama toprak seçmez. Kurak topraklarda derinlere kök salarak suyu bulur.
Ardıç kozalakçıkları uçucu yağ, doğal şekerler, flavon glikozitleri, reçine, tanen ve organik asitleri içerir. Bu kozalakçıklar ardıç yemişi adıyla birtakım yiyecek ve içeceklere tat ve koku, yani çeşni katmakta kullanılır. Bazı ardıç türlerinin odun ve yaprakları damıtılarak, parfümeri ve ilaç endüstrilerinde kullanılan ardıç esansı elde edilir.
İçeriğinde organik asitler, acı madde, uçucu yağ, glikoz , sakaroz, juniperin, yünen, borneol, terpineol, izoborneol, kamforu, sidrol, dipenten, d-a pinen, a-felandren, reçinemsi madde, çeşitli asitler vb. mevcuttur.
Ortaçağda her derde deva olarak bilinen ardıç meyvası yendiğinde idrar menekşe kokusu aldığından eskiden Romalı kadınlar tarafından çok kullanılırdı. Yine bu çağlarda cadılardan korunmak maksadıyla yazlık evlerin önlerine dikilmiştir. Yine aynı inanışa göre cadı ardıç yapraklarını saymayı başarırsa eve girebiliyordu. Bunu önlemek için elden geldiğince çok ardıç ekilirdi.
ARDICIN KULLANIMI
Ardıç meyvaları sonbaharda siyahımsı mor renklerini aldıkları zaman toplanır ve tel elekler üzerinde kurtulur. Bu şekilde yenebileceği gibi, toz haline getirilip suyla karıştırılarak bir eriyik halinde de içilebilir. Ardıçta uçucu yağ bulunduğundan asla suda kaynatılmamalıdır. Ardıç katranı elde etmek için bitkinin yaşlı dalları gövdesi ve kökleri kesilerek, yarı yarıya toprak içinde bir testi içinde yakılır. Elde edilen sulu yağ dinlendirilerek katran dipten alınır.
Sonbaharda, kasım ve hatta aralık aylarında ardıç kozalakçıklarından kendiliğinden kurumuş ve küçülmüş olanların dışında, sağlıklı görünenleri toplanır. Gölge yerde ağır ağır kurutulur. İyice kurumuş olanları hafifçe ezilir, parçalanır. Bunlardan l tatlı kaşığı alınıp 1 bardak kaynar suda 20 dakika demlendirilerek bir infüzyon hazırlanır. Bu infüzyondan sabah ve akşamları olmak üzere günde iki kez birer bardak içilir.

Kronik romatizmalarda, gut hastalığında çeşitli kas ağrılarında oldukça faydalıdır. Bunun için toz haline getirilmiş kuru ardıç meyvelerinden 20 gram 1 lt suda eritilerek günde 3 bardak içilir.
Konsantre ardıç suyu soğuk algınlığı veya anjine yakalanmış çocuklara destek tedavisi olarak günde 3 kez bir çay kaşığı olarak verilir.
Kanı temizler bunun için ilk gün 4 tane ardıç meyvesi yenilir. Sonra her gün bir tane artırılarak 12 gün devam edilir. On ikinci günün sonunda birer adet azaltılarak 12 günde böyle yemeye devam edilirse kanı temizler.
ARDICIN FAYDALARI
Ezilmiş meyvelerinden elde edilen su çay olarak alındığında, mide ve bağırsakların güçlenmesini, vücut direncinin artmasını, metabolizmanın takviye edilmesini, romatizma ve gut hastalığında ürik asit ve tuzun vücuttan atılmasını, hidropizi (su inmesi), ödem, şişlik ve zayıflama kürlerinde bol miktarda idrarın sökülmesini sağlar.
 Sudofifik / terletici, antiseptik / mikrop öldürücü, balgam çıkartıcı tesire sahiptir.
Dallarından yapılan merhem deri üzerine sürülerek ovulursa, cilt hastalıklarına iyi gelir. Ardıç katranı uyuz ve egzama gibi bazı diğer deri hastalıklarında haricen tüketilir.
Ardıç terletici bir bitki olduğundan romatizma ve soğuk algınlığına iyi gelir.
Kandaki şeker miktarını düşürür.
Aybaşı ağrılarını dindirir, kadınlarda görülen beyaz akıntıyı keser.
Nefes kokularını giderir.
Kansızlığa iyi gelir.
Rendelenmiş meyveleri sirke içine konup bekletildikten sonra bir bezle alın üzerine sarılırsa baş ağrılarını giderir.
Taze meyvelerin ezilmesiyle elde edilen şurup öksürüğe çok iyi gelir. Solunum yollarını açar. Nefes alıp vermeyi kolaylaştırır.
Taze dallarının çayı zayıflamak için kullanılır.
Kanı temizler.
Acı tadı nedeniyle iştahı açar. Mideyi uyarır ve sindirimi kolaylaştırır. Mide ve bağırsaklardaki gazı söktürür.
 Aromaterapistler selülitlerde ardıçtan faydalanmaktadır.

Ardıç ayrıca romatizma, artrit, eklem ve kas ağrılarına iyi gelir.

ARDICIN ZARARLARI
Ardıç meyvelerinin dahilen yüksek miktarlarda uzun süre kullanımı böbrekleri tahriş eder ve idrarda kanamaya sebep olur. Böbrek iltihabında ardıç meyvesi kürü yasaktır.

Ayrıca hamilelerde de düşüğe yol açabileceği için uygun değildir. Çünkü rahim kaslarının kasılmasını uyarır.

YEMEK TARİFLERİ 

ARDIÇ SOSLU DANA ANTRİKOT
Malzemeler
6-7 parça dana antrikot
2 su bardağı et suyu
1 tatlı kaşığı nişasta
4 tatlı kaşığı dövülmüş ardıç tohumu
3-4 yemek kaşığı sıvıyağ
Tuz
Yapılışı
Önceden hazırladığınız et suyuna 3 tatlı kaşığı ardıç tohumunu ekleyip, azalana kadar kaynatın. Nişastayı ekleyerek koyu bir sos haline getirin, ocaktan alın. Antrikotların üzerine kalan ardıç tohumlarını ekleyip sıvıyağda yapışmaz tavada kızartın. Fırın kabına aldığınız antrikotların üzerine hazırlanan sosu döküp fırında 10-15 dakika 170 derecede pişirin. İsteğinize göre tuz ekleyin.


BAHARATLI TAVUK
Malzemeler
2 adet tavuk göğüsü
1 yemek kaşığı ardıç tohumu
2 çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı köri
1 çay kaşığı toz kırmızı biber
1 yemek kaşığı soya sosu
3 yemek kaşığı zeytinyağı
Arzuya göre tuz
Yapılışı
Tavuğu jülyen doğrayıp karıştırma kabına alın. Dövülmüş ardıç tohumlarını , karabiberi,köriyi ve toz kırmızı biberi ekleyip karıştırın. Yapışmaz tencere ya da tavaya zeytinyağını ekleyip tavukları kısık ateşte karıştırarak pişirin. Kızarmaya başlayınca soya sosunu da ekleyerek ocaktan alın. Soya sosunda tuz miktarı yüksek olduğundan tuzu eklemeden mutlaka tadına bakın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder